Kazaların nerede başımıza geleceğini bilemeyiz. Günlük hayatta her an hem kendimiz hem de eşyalarımız tehlike içindedir. Buradaki tehlike yüzdesi elbette bu eşyaların kullanım sıklığıyla doğru orantılıdır. Bu kazalardan en çok etkilenen eşyalarımızdan biri de şüphesiz cep telefonlarıdır. Yere düşer, camı çatlar, güneşte kalır ve belki de kullanıcıların en çok şikâyet ettikleri sorunlardan birine takılıp suya düşer.
Cep telefonları suya düştüğünde ya da bir sıvıyla temas ettiğinde doğru müdahaleyle telefon kurtarılabilir. Ancak kullanıcılar sıklıkla kendi yöntemlerine başvurur ve telefonlarının başına iş açarlar. Başımıza böyle bir durum geldiğinde ne yapmamız gerektiğine bir göz atalım.
Telefonumuz suya düştüğünde ilk iş olarak suyun içinden çıkarmalıyız ve bataryayı telefondan ayırmalıyız. Bu şekilde yapacağımız ilk müdahalede, olası kısa devre sorunlarının önüne geçmiş oluruz. Hemen ardından sim kartı ve diğer hafıza kartlarını telefondan çıkarmalıyız. Çünkü bu kartlar, telefondan bağımsız olarak da çalışabilir. Böyle bir durumda en azından kartların kurtulmasını garanti etmiş oluruz. Tüm bunları tamamladıktan sonra çoğu kişi, telefonun içinin bezler yardımıyla silinmesini, kurutma makinasıyla kurutulmasını hatta ve hatta mikrodalga fırın yardımıyla kurutulmasını ve kullanılmaya devam edilmesi gerektiğini savunacaktır. Bu uygulamalardan tamamen kaçınılmalı ve cihaz doğrudan doğruya bir teknik servise götürülmelidir. Nitelikli çalışanlar tarafından yerinde uygulamalarla aşılabilecek bir sorundur.
Bazen kullanıcılar, çevresinden aldığı duyumlara kulak verip yanlış kararlar verebilir. Saç kurutma makinası kullanılarak düzeltildiğini sanan kitle bu şekilde oluşmuştur. Fakat bu tedaviler kısa sürelidir. Belli bir süre sonra telefonlarda, geri dönüşümsüz hasarlar meydana gelebilir. Bunun sebebi de telefonun ana kart gibi parçalarının nem dolayısıyla zarar görebileceğidir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız mutlaka cep telefonunuzun teknik servisini durumdan haberdar edin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder